hani düşüncelerimize kurulan yerler vardır ya sanki hayatımız orayı bulmaya adanmıştır.

13 Aralık 2011 Salı

Hissedenlere…
Kulak verdiğiniz oldu mu ağustos böceklerine ya da uyuyan minik bir bedenin nefes alıp verişlerini duyabildiniz mi gerçekten? En önemlisi kalbinizin sesini ne derece dinlediniz? O, ‘’ben güm güm atıyorum’’ derken ne kadar yaşadınız bugünü, ben yaşamak istiyorum derken içinizdeki nasıl gem vurdunuz duygularınıza?
Sorular çoğalırken zihninizde bir cevabı olan herkese sırtınızı döndünüz. Yardımı esirgediniz kendinizden, belki acizlik dediniz buna, belki de çaresizlik… İkisi de aynı kapıya çıktı sonunda ve siz gün geldi son defa yumdunuz gözlerinizi, bir daha hiç açamayacak olmanın verdiği endişeyle… Halbuki bakıp görmeyen, duyup dinlemeyen, dokunup hissetmeyen siz kim bilir neler katabilirdiniz bu hayata…
Ne var ki sürekli ertelediniz yaşamı, mutlu olmamak için hep bir bahaneniz oldu ve hiç tutamadınız dilinizi ve hep susturdunuz haykırmanız gereken her cümleyi, çekinmediniz ve öfkeniz bir yumruk gibi indi her seferinde aslında sadece yüreğinize… Her darbe sertleştirdi sizi, güçlendiğinizi zannederken daha bir kırılgan oldunuz fark etmeden…Yazık ki hissedemediniz ne rüzgarı, ne yağmuru… Elinizdeki çamuru sadece dünyayı daha çok kirletmek için kullandınız, çünkü onu özüne döndürebilecek ne bir yaratıcılık vardı sizde ne de o yürek vardı içinizde…
Bir savaş meydanında ayakta kalan tek er gibi hissediyorum kendimi yine de inancımı yitirmeden haykırıyorum eğer aranızda yaşayanlar varsa uzatsın elini, açsın gözünü ve devam etsin yoluna. Hala varsa hissedebilenler korkmasınlar hiçbir şeyden ve inadına mutluluk desinler tüm bu nefes alan ölülere rağmen… *ŞSY

‘’İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir.’’ Goethe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder